Hemen hemen her yemek türünün içerisinde kullanılan konserveler, özellikle yaz döneminin sonlarına doğru hazırlanmaya başlanılır ve kış boyu tüketilmeye devam edilir. Konservelerin kullanım amacı ve önemi mutfaklarımızda vazgeçilmez birer temel oluşturur. Yazın düşen gıda fiyatları ile birlikte bol miktarda alırız ve çeşitli işlemlerden geçirerek kışın artan fiyatlardan kurtulmak üzere kullanırız. Bunun yanında kullanıma hazır olması sebebi ile ek işlemler yapmak zorunda da kalmayız. Ancak ne var ki marketlerde satılan konservelerin neredeyse tamamı doğal süreçler kullanılarak elde edilmemiştir. Ürün hammaddeleri ise ayrı bir muamma olarak karşımıza çıkmaktadır. Zaman zaman sera üreticiliği yapılarak karşımıza çıkan bu gıdaların tohumlanma, fidelenme, gübrelenme, ilaçlanma gibi aşamaları hakkında bilgi sahibi olamamaktayız. Organik Konserve farkı ise, kullanılan besinlerin tohum – fide seçimleri sırasında başlar.
Tüm tohum ve fideler daha önceden belirlenen kriterleri taşımaktadır. Bu kriterlerin ilk aşaması doğal olma özelliğidir ki seçilen tohum ve fideler organik tohum ve fidelerdir. Ekim – dikim öncesi, seçilen bölge ve toprağın analizleri de gerçekleştirilir. Kısacası organik tarım hammaddesi kullanılarak toprakta büyüyen bu besinler, diğer konserve hammaddelerinde olduğu gibi kimyasal ilaçlama işlemlerine ya da kimyasal gübre çeşitlerine maruz kalmadan, tamamen organik gübreler aracılığı ile yetiştirilir. Organik Konserve tüketmeliyiz çünkü üretiminden hazırlanmasına, şişelenmesinden, depolanmasına ve evimize girene kadar ayrılan her bir süreç, organik ürün olma kriterlerine tam uyum sağlanması demektir. Kriterlerin tamamı; sağlık kuruluşlarınca saptanır. Organik sertifika alabilmek için devlet tarafından belirlenen kurallara uyulur ve her bir aşama sürekli denetim altında tutulur.